29 Mar 2009

İçime Araştırmacı Gazeteci Kaçtı..

29 Mar 2009

Mavi ayrılığa mı, aşka mı çağrı...


İçinden mavi geçen hayatlar deniz kokar. Denizin iki yakasında da ayrılık; Buluşamayan sevdalar gizlidir acıklı türkülerde...
Nice gözyaşı tüketmiştir böylesi sevdalar, nice yürek unutmamak için unutmuştur kendini ve nice mektup cevapsız kalmıştır.
Siyah beyaz film repliklerinden kalan tiz bir sestir.
"Biz ayrı dünyaların insanıyız"
Ya da sadece mavinin peşinden gidip biraraya gelir bazı yürekler.
Şiirdir, şarkıdır ilk elele tutuşmalar.
Ve gurbet bir ara istasyon olur, son durağı belli olmayan trenlerinin kalkacağı.

Kadın adamı fark ettiğinde, adam kadını fark etmemişti.
Adam memleketinden ayrı yaşadığı yıllara söylüyordu şarkısını. Belki de geride bıraktığı aşklarına.
Kadın bilmediği dilde şarkı söyleyen adamın sesini hiç unutmayacaktı.

"Fikrimden geceler yatabilmirem
Bu fikri başımdan atabilmirem
Neyleyim ki sene çatabilmirem
Ayrılık ayrılık aman ayrılık
Herbir dertten ala yaman ayrılık…" *

İlk kez Ege'nin iki yakasının dostça kucaklaştığı bir etkinlikte tanıştırılmışlardı. İkisi de kendi gurbetinde.

Adam yıllardır gurbette yaşayan ailesinin yanına yeni gelmiş. Babannesi ile geçen çocukluğunu, gençliğini, orada o yanık türkülerine sigara dumanı tüttürdüğü memleketinde bırakmıştı. Ege ovalarında geçen mavi bir çocukluk, sonrası koca bir şehre sığınan yalnız yürek…

Kadın doğduğu yerde gurbetteydi. Ege'nin bir diğer kıyısında bırakılan bir geçmiş ve sadece fotoğraflarından tanıdığı bir babaannesi vardı.

İkisi de mavi Ege'den çok uzak, soğuk bir Avrupa kentinde yaşam mücadelesi içindeydiler. Mavi denizlerde yüzmeyi özleyenler gibi suya hasret,
Tüm uzaktakiler gibi kendi güneşlerine hasret,
Bir kente, bir ülkeye hasrettiler.
Belki bundan elleri çok üşüyordu kadının.
Belki bundan sigarasını hiç bırakmıyordu adam.
İkinci karşılaşmalarında,
Adam kadını fark ettiğinde, kadın başka bir adamın elinde ısıtıyordu ellerini.
Kadın ülkesinin şairinin bir şiirini okumuştu.

"…Yeni ülkeler bulamayacaksın, başka denizler bulamayacaksın.
Bu kent peşini bırakmayacak.
Aynı sokaklarda dolaşacaksın. Aynı mahallede yaşlanacaksın;
Aynı evlerde kır düşecek saçlarına.
Bu kenttir gidip gideceğin yer. Bir başkasını umma....". **

Üçüncü kez karşılaşmayı dilemişti adam. Sadece bekleyecekti. Aklında kalan dizelerle hep aynı kente gidiyordu yüreği. Bir gün oralarda olabilmek adına…

"Çok yorgunum, beni bekleme kaptan.
Seyir defterini başkası yazsın.
Çınarlı, kubbeli, mavi bir liman.
Beni o limana çıkaramazsın... "***

Bu şarkıyı, büyük şairin şiirine ses veren usta yorumcudan defalarca dinlediği gün gelmişti kadın. Kadının sevgilisi ya da sevdiğini sandığı üçüncü şahıs gitmişti.

Üçüncü defa karşılaştılar. Bu sefer ikisi de birbirlerini fark etmişlerdi.
Kadının elleri hala soğuktu, hep özlediği maviliği anlatıyordu.
Adamın sigarası sönmüştü. Son dumanını sevdaya üfledi.

"Ne anlatır Yunan şarkıları
Geceye dair, aşka dair…" ****

diye başlayan bir şiir okurlar beraber. Bildikleri tek ortak dilde. Gurbetin dilinde.

Aynı yemekleri yaptılar farklı isimlerle, aynı melodilere başka sözler yazdılar.
Aynı denizi özlediler.
Akılları hep aynı mavide.
Yeni bir yılı birlikte karşıladılar.
Adam, sigarasını aramadı ilk defa.
Kadının elleri, adamın yüreğinde.
Artık üşümüyordu.

* Anonim
** Kavafıs'in Erdal Alova-Barış Pirhasan çevirisi "Aynı Kentte" şiirinden
*** Nazım Hikmet'in "Mavi Liman" şiiri, şarkı olarak yorumlayan Cem Karaca
**** Ataol Behramoğlu'nun "Ne Anlatır Yunan Şarkıları" şiirinden

26 Mar 2009

en sahici ben.. (bu kaçıncı deşifre oldu şimdi)

26 Mar 2009

Pek bi sevgili, zat-ı muhterem manukyancığım tarafından mimlendim. madde madde kendimi tanıtmamı istiyor.. ilk madde tembelim :P olsun.. bunun için sevgilim koalaya beni anlatsana tarzı şımardım.. "bu nerden çıktı?" sorusu eşliğinde aldığım cevaba karşılık da "ya bi blogum var orda senden ve odunumsu öküz gibi davrandığın zamanlardan falan bahsediyorum, blogdaşlardan bi arkadaş da beni mimlemiş sorusu bu, cevaplayacam yardımın lazım" diyemediğim için neyse sen şımartmayacan beni yok bişi diye trip atıp surat salladığım için ondan hayır gelmeyecek.. mecbur kendimiz cevaplayacaz artık..

  • kendimle ilgili bişey söz konusu ise tembelimdir.
  • söz konusu başkalarının ihtiyaçları ise herşeyi yapabilecek bi enayiyiym.
  • birilerini mutlu edince mutlu oldunu sanacak kadar salağım.
  • mantıklı düşünür, delice yaşarım.
  • hayatım; üzerine çizgi çektiğim, tanımıyorum varsaydığım insanlarla dolu.
  • iyi yemek yaparım.
  • çok gülerim.
  • hala bir tarafım çocuktur.
  • çocukluğum da bebeğim ya da kız çocuklarına alınan hiç bir oyuncak sahibi olmadım. ben kendimi erkek sanıyordum.. işin garibi babamda öyle sanıyordu sanırım bana hep araba kamyon vb alıyordu..
  • ilk regli olduğum da ölümcül bi hastalığa yakalandığımı sanmıştım çünkü annem bundan hiç bahsetmemişti.. erkek sanmıyordu hayır, o hala 3 yaşındayım sanıyor.
  • babamın aldığı bisiklete binmemin yasaklanışı regli olduktan sonra oldu bana regliyi anlatmayan annem bekaretimi bisiklet kazası ile kaybedebileceğimi sanıyordu.
  • çocukluğumu düşününce neden heteroseksüel oldum acaba bu halet-i ruhiye ile sorusunun cevabını çok aramışımdır.
  • birgün çocuğum olursa kızım olacağına inanırım, annemin bana yapmadıklarını ona yapayım ve anneme yaptıklarımı bana yapsın diye.. evet asi ve haylaz bi çocuktum hala da öyleyim.
  • fil hafızası vardır bende.. hiç birşeyi unutmam.
  • pc de geri dönüşüm kutusunu asla dolu tutmam.. gözüme batıyo be
  • yıllarca şişman oldumu kabul etmedim. bir gün ettim 25 kg verdim.
  • hüzünbazımdır.
  • sözcüklerle oyun oynamak çocukluğumdan beri alışkanlığımdır.
  • plakaları okurum.
  • çok çabuk arkadaş edinirim.
  • iyi bir dostumdur.
  • çok sadıkımdır.
  • ses tonumu çok beğenirim.
  • fotoojenik değilimdir.
  • kolay kolay sinirlenmem
  • sabırlıyımdır
  • sabrımın taştığı yerde en ufak şey için kıyamet kopartabilirim, herkesden vazgeçebilirim.
  • hayatımı sil baştan yaşamaya alışkınım.
  • herşeyi değiştirir gururumdan vazgeçmem
  • alınganlıklar yapabilirim
  • sonuca takılıp an'ı rezil edebilirim.
  • belirsiz olan herşey bende kaşıntı yapar, sonunu görmem-bilmem lazım
  • planlar yapar planların aksinde yaşarım
  • kendimi kimseye ait hisseetmem hep ayağımın biri kapının dışındadır
  • içimden ne geliyorsa açıkça söylerim.kısacası patavatsızlık derecesi açıksözlüyüm.
  • sebze yemeyi çok severim
  • baharat hastasıyımdır
  • kimse herşeyimle beni tanıdığını iddia edemez, hep kendime dönüşlerde kullanacağım bir şey saklarım ki oraya saklanıp kendimi güvende hissedeyim
  • yalan söylememeye çalışırım ama yalan söylediğim zaman bunun yalan oldunu kimse anlayamaz
  • en çabuk kendimden sıkılırım, bakınız sıkıldım :)
mimlediklerim..
Rain and me
Elfiss
Deadsoul
Ying Yang vse

kolay gelsin

24 Mar 2009

Koalamın ağacından bildiriyorum sayın okurgaçlar :)

24 Mar 2009

evet, evet :) kırdım inadımı ya da koalam kırdı, o durum az birbirine girdi; ama evet ortalama 5 mt ileride ki odanın yarı açık kapısından daha bir kaç saat uyuyacak gibi görünen adam benim koalam ve ben sizlere onun laptopundan bildiriyorum :) aslında daha erken yazacaktım ama malum önce pc sini kurcalamam lazımdı ahaha :))

yoktu aklımda geleyim gideyim falan filan. onun için ani oldu,haber veremedim.. yarattığım telaşeden ve merak duygusundan dolayı özür dilerim :) herşey yani en azından büyük ölçüde herşey öyle de yolunda gitti ki işaretlere inanan bendeniz e dedim olmaz bu kadar nankörlük git bakıyım..

7,5 saat otobüs yolculuğu be okuyucum.. bacaklarım kasıldı otur otur.. ama otobüsten inip de bana sarıldı ya valla geçti.. benim koalamın elleri şifalı hihihihih..

beni terminalden alınca o ertesi gün çalışacak, ve yeni tuttuğu evde de yiyecek namına bişeyler yok diye ayağımın tozu ile markete gidip alışveriş yaptık ufak tefek şeyler.. ancak en kötüsü amma ucuzmuş lan bu şarap üstelik pamukkale üretmiş die aldımız şarabın tadının sirkeden az hallice oldunu denemeli olarak öğrenince yaşadık :D pizza yanında şarap içip romantizm yapcaktık be okuyucu.. şş gülme öle ben kaç kere dedim dimi sana benim sevgilim odunumsu biraz :)

ertesi gün erkenden uyandık malum işe gitti.. akşam 7 ye kadar bendeniz internet başında gezin,kitap oku, evi temizle halinde dolandım evde :) ahahaha işin bomba yanı dışarı çıktım yakınlardaki markete gidip akşam yemeği için alışveriş yaptım ama elimde torbalarla yürümeyi hiç sevmem taksiye atladım ev yakın zaten dedim ve bombaa:D evi bulamadım :)) bütün sokakları gezdirdim soföre en sonunda aha burası dedim adam benden kurtulduğu için büyük bi gülümseme arz etti :)) ama bunu koalama söyledim mi sence ;) ha sadece o da değil apartman kapısını açamadım.. anahtar dönmedi bi türlü ulen.. dönen tarafa doğru çevirdim ama kilitlemişim.. karşı dairenin kapısına bastım apartman diyafonundan ses gelmedi.. daha da bok ettim ben kapıyı o arada çünkü anahtar da sıkıştı açılmadı.. sonra müstakbel karşı komşum kafasını uzattı camdan, yaşlı pamuk nine ay yerim seni haline gelip, birde üstüne en sevimli halimi takınıp kusura bakmayın teyzeciğim demiştim ki; hatun bana bi cırladı, ne kusura bakmayacam yaşlıyım hastayım utanmaz diye :s bu sefer sert sesimle kusura bakmayın dedim ama o arada çıkan üst komşu namzetim eşine söyledi de kadıncağız aşşağı inip apartman kapısını açtı .. allahtan evin kapısını daha kolay açtım..peki bunu söyledimmi sence ;)

ondan sonrası tamamen hengame.. yemek yapacam diyerekten bi başladım, ancak o zaman farkettim sabahtan çalıştırdığım bulaşık makinasının hala çalıştığını.. eşyalı tuttu evi benimki, daha denememişti hiç birşeyi, meğer bozukmuş bulaşık makinası saatlerde çalışıp hiç bişeyi yıkamamış.. çıkardım tıka basa dolu makinanın içindeki her bulaşığı tek tek yıkadım.. bir yandan pilav yapacam bir baktım.. ulen kalan eşyalar arasında kaşık ve çatal yok .. tatlı kaşığı ile pilav yaptım kutlayın beni:D patlıcan ve kabak kızarttım üzerine sarımsaklı domates sos hazırladım, hah kereviz salatası için havuçları da zeytinyağında soteledim derken tüp bitti.. yuh artık daha ne aksilik olcak diye beklemeye başladım..

ama okuyucu inan bana gerçektir.. olumsuzluklar insanı mucit yapıyor.. sinitsel yapacam patates kızartacam tüp yok e ne yapacaz tabiki fırına.. fırın çalışıyor mu biliyormuyuz ?? umutlu değiliz çünkü közlensin diyerekten içine attığımız kırmızı biberler yarım saatte anca hazır oldu..

erken daha pişer yavaş yavaş dedim attım o arada salataları yapayım dedim e evde doğrama tahtası yokki, bende hayatta beceremem elimde doğramayı, sebzeden çok elimi doğrarım :S mucit kafam çalıştı ve buzdolabına ait olup da kullanılmadığı için kaldırıldığını varsaydığım aparatı çıkardım ortaya iyice bi yıkayıp salata tahtası yaptım ondan :)) menü güzeldi ama .. tavuk şinitsel, patates kızartması, domates soslu patlıcan-kabak kızartması, yoğurtlu kereviz -havuç salatası, ezine peyniri taze nane ve maydanoz la doldurulmuş köz biber sarması :F ki koalam bunu hazır sandı :D:D belim koptu valla o kadar bulaşık bir sürü terslik ve yemek derken yeşil salatayı yapmak resmen zulüm geldi :) ama eve gelirken arayıpda sigaran falan varmı aşkım dediğinde, sigara değil ama markete uğrayıp çatal-kaşık alırmısın dediğimde ki ses tonu, eve gelip de sofrayı gördüğünde ki yüzü, gülümsemesi, tepkisi herşeye değdi..üstüne üstlük karşı binada oturan çok eski ve samimi arkadaşını yemeğe çağırmak için ufaktan bir söylendi bende hemen tabiki çağır gelsin var yemeğimiz dedim :) az sonra gelen yakın arkadaşla beraber maç muhabbeti, ankara sohbeti falan derken tebriklerle dolu güzel bir yemek geçirdik :) güzeldi be :))

sevgili koalam bir nev-i evlilik provası yaptımızı düşünmüş olcakki aylardır görmediği sevgilisine bol bol eve gerekli olan eşyaları almak için tekzen,yapı market ve benzeri yerleri gezdirdi :)) evde bi iki eksik kaldı sadece.. bizim evimiz diyoruz üstelik buraya.. çok güzel yaf bu..

ilk defa kendimi birine , bir yere ait hissettim biliyor musun?
üstelik beni en son gördüğünde kilolarım hala kendini belli ediyordu, şu son halimden de bir hayli etkilendi..

biliyorum, çok muck muck yaşayamayız onla ilişkimizi, belli etmez çok fazla hiç birşeyi, benim aksimdir, herşeyi kafasında kurar planlar ama farkediyorum mutlu.. bende mutluyum.. yarın olmasın, ben yine o otobüse binmeyim.. annemin babamın evini artık kendi evim gibi göremeyeceğim sanırım ..

kokusunu özlemeye şimdiden başladım.. neyse okuyucu ankaradan görüşürüz.. ben sevgilimin koynuna girip uyumaya devam edeceğim..

hamiş: bu yazıyı onunla son kez uyuyabilecekken yazmıştım.. değerini bil okuyucu, ne kadar da sorumluluk sahibi bi bloggirl üm gör artık.. o haleti ruhiye ile çok salya sümük şeyler yazabilirdim onun için yemek olayı ve aksilikler ekseninde döndüm, bugün geldim annemlerin evine.. evet o ev benimdi ama bu ev benim değil.. o da öyle hissediyormudur acaba? neyse okuyucu.. başka zaman yazarım belki ruhsal devimlerimi..

17 Mar 2009

Deşifreli(2) Evrim

17 Mar 2009
ahahahaha güzel başladı bu hikaye.. hani bekliyordum karışacak, herkesin kendi tarzı var ve bu tarz yansıyacak hikayeye illaki die.. tam da tahmin ettiğim gibi çıktı umarım hikaye uzun sürer.. şöyle bir en baştan takip edenler cidden kimin yazdığını bilmeden bölümleri ayırabilecek bence.. "aha burası manukyan kokuyor", "heh şimdi burda missipipili teyyare güneşi göze kaçıyor", "ahahaha curly lan bu" dicek; valla bak:))

bu arada bendeniz pek bi mutluyum bu günlerde.. yok koala değil yaf..hala ağacında oturuyo o.. ama çözüm buldum bi süre daha devam ederse ağacına sarılıp yaşamaya; itfaiyeye haber verecem, shrekteki çizmeli kedi misali gözlerimi açıp, sesimi yumuşatıp" koalam ağaçta kaldı" dicem getirsinler direkt nikah defterini imzalatacam.. e haliyle sorunu ve çözümü belirleyen beyinsel tarafım rahat olunca bu konuya ayrıyetten mutlu olmuyorum, kendime bir başka mutluluk yaratıyorum..

reklama girecem okuyucu.. uzun süre utanıp-sıkılıp, kendime ve bilimsel hayatıma( he ben nasa uzay bilimleri daire şefiyim ya aslında :P) bok attığımı düşünerek gizli saklı uyguladığım sırrımı açıklayacam..

içimde tutamıyom valla.. hemi de en başından anlatacam sana :) hazır mısın?

ahhahh okuyucu bu bünye neler çekti bi bilsen, bi dilinden bi de boğazından.. en son geçen yaz tartılmaya cesaret edip ibrenin 8 ile başlayan rakamları gösterdiğini görünce itiraf ettim kendime evet ben bir koca dötlüydüm (valla kimlik yerine kullanabileceğim ırsi bir döt yapım var, annemin kızı olduğuma inanmayan kıçıma bakıyor o derece.. var gerisini hesap et o kadar kiloyla buluşunca ne olmuştur ölçü),ben bir pispoğazdım, ben evde çöp öğütücü olarak kullanılabilecek bir alet edevattım...oysa yıllarca hayır ben balık etliyim die itiraz ederek sürdürmüştüm yaşantımı.. alkolizm gibi bişey bu şişmanlık.. asla kabul etmiyorsun, kabul ettiğinde de o depresyon senin, bu depresyon benim dolanıyorsun elinde koca bi çikolata kütlesi ile..

neyse efendim geçti bitti :D ben şu anda 60 lı rakamları görüyorum, e boy da 170 olunca görüntü iyi :D ama daha da azmettim devam edecem..

nasıl başladı bu hikaye oraya geleyim.. işsizdim, kötü görünüyor,kötü hissediyordum.. aşk yok para yok şişmanım,evde kalmak üzereyim... yani anlayacağın boktan bi hayattı benimkisi..

önce kilolarımdan kurtulmaya karar verdim. kolay değildi defalarca denemiştim hemde ne yollarla.. bi şey duymuştum ama tırsım tırsım tırsıyordum.. oturdum 1 ay boyunca araştırdım. sonra benim koala ile msn üzerinden görücü usulü tanışmamızın gerçekleştiği gün karar verdim.. bu duyduğum ürünün distribütörlerinden birinin sitesinden telefon numarasını aldım ve aradım konuşma ahanda bu minvalde oldu okuyucu:

xx.. efendim
katina.. merhaba ben katina, sitenizi inceledim de. 28 yaşındayım 1,70 boy ve 8? kg mım.. (yok o kadar kendimle barışamadım kabus gibi geliyo 8 in yanında ki rakam şimdilik... 8 e alıştım bi ara diğer rakamla da barışınca söyleyecem söz vallada billada süphaneke amin)sizin anlayacağınız yardıma ihtiyacım var görüşebilir miyiz?
xx.. ee..şey..kem..küm.. şaşırdım kusura bakmayın, genelde bilgi almak için ararlardı da.. tabi adresim hebele durağı, kübele sokak, kapgöçkaç sineması yanı, 3. kat daire no:3 vakte kadar, ütopya
katina.. tamam biliyorum orayı, zümrüdüanka kuşunun yuvasını geçince sağdaki sırça köşkü diyorsunuz siz
xx.. evet işte orası..
katina.. peki, saat 15,00 sizin için uygunsa orada olacağım.
xx.. tabiki saat 15,00'de bekliyorum bu arada adınız neydi?
katina.. dıt ..dıt .. dıttt

:)) hayatım boyunca elim titreyerek ilk defa bir telefon konuşması yapmıştım okuyucu.. gittim yinede oraya.. sıcacık bi hatun kişi karşıladı beni.. güldü.. "hayatım boyunca çok müşterim oldu, ama sizin gibisi ilk kusura bakmayın dedi.. " benim de şişman olduğumu kendime itiraf etmem zaman almıştı, kusura bakmayın telaşdan acaip davranmış olabilirim diye cevap verdim.."

bana ürünleri anlatmak gibi bir gaflette bulunmasa daha çok severdim aslında onu daha ilk görüşmede. ama o bu gaflet ve dalalet kuyusuna düştü.. e dedim ne ediyim uzatacaz yardım elimizi ,niyeti iyi ne de olsa düşüncesiyle sözünü kestim ve ona "bakın dedim aylardır araştırıyorum,ürünleri, söylenilenleri,tartışılan taraflarını,sizin nasıl çalıştığınızı.. anlayacağınız sadece neleri,nasıl kullamam gerektiğini söyleyin ve ürünlerimi verin gideyim"

garibim baktı karşısında ki harbiden deli, sustu ürünlerimi verdi ve beni yolladı.. belki bu kadar bilmiş, hem mantıklı hemde deli oldunu bir çırpıda belli eden kızı bir daha ki ay göreceğine bile ihtimal vermiyordu.. ama gördü..

üstelik o şu anda belki de en çok görüştüğüm arkadaşım. hayır hala onunla iş yapmıyorum ama süper bir ürün kullanıcısıyım :) neler değişti hayatımda..

sağlık problemlerim kilo sorunumdan daha büyük bir problemdi aslında ama görüntüm benim için daha önemliydi.. o kadar kilo, yoğun sigara ve kahve tüketimi ile birleşince ha tabi ucundan azcık (güliverin parmaklarıyla azcık işareti emotion:P) alkol de işin içine girince kalp çarpıntılarım almış başını gitmişti.. ömrüm boyu cebelleştiğim kronik rahatsızlığım nedeniyle kullandığım ilaçların hormonal dengemi alt ile üst arasında bir yerde harmanlayıp önüme sunduğu tablo inan bana hiç iç açıcı değildi.. kolestrol testimin sonucunu almaya utandığım içi n annemi yollamıştım ve o bana doktor testler benim sandı, daha yaşınız çok genç ne yaptınız siz dedi bana cevabıyla geri dönünce test sonuçlarını rafa atıp varlığını unuttuğumu da hemen notlara ekleyeyim..

peki şimdi.. kolestrol sorunum yok, kalp çarpıntısı son 5 aydır 1 kere yaşadım.. ki ciddi alamda telaşlanıp korktuğum bir olay vardı sahnede.. kronik rahatsızlığım için ayda 1 gördüğüm doktorum sen ne yaptın kendine diyor :)

görüntü ise.. curly e resimlerimi yollayınca aldığım tepkiye göre evrim geçirmişim.. ideal kadın tipi sayılan kum saati tipinde vücudum varmışda benim haberim yokmuş ulen :)) üstelik 5 kilo bile versem elmacık kemikleri çıkık, gözleri iri olan bu katinacığınızın göz altları dibe çöküp, michael jackson lu zombi klipleri şimdi çekiliyor olsa kesin rol kapardım halinde düşünen bendenizin suratında her hangi bir deformasyon olmadı.. enerji kesilmedi, yemek yemedim mi.. valla yedim.. hayatımda ki herşeye olduğu gibi devam ettim ama işte değişimi görüşüyorum yaşıyorum..

hatta adını bilmediğim şu kasık kemikleri varya genital bölgeye doğru inen.. bir gerdan daki o kemik çıkıntısını birde o kemik çıkıntısını seven bendeniz onu görünce çığlık atıp arkadaşıma ve sevgili danışmanıma haber verdim :))

mutluyum, mutlusun, mutluyuz... :))) obarey ulen.. sizle de paylaşayım dedim.. e napıyım içimde tutamadım daha fazla :)

not: sırrı ve danışmanımı öğrenmek isteyen olursa mail atsın valla söylerim..

 
Mantıklı Deli © 2008. Design by Pocket